29 Kasım 2014 Cumartesi

Yeşil

Sen, mikroskop merceğinden hücre zarına bakar gibi bakarsın; yüzündeki her lekeyi, mimiği, dişindeki tartarı, saçındaki kepeği, gözündeki ihtimali bilirsin, kızgın demirle basarsın hafızaya gözüne inen her perdeyi. Herkes hafızanın çok iyi olduğundan bahseder yıllarca unutulmaz bu geyik.  Halbuki inanılmaz unutkansındır. Sadece onunla ilgili şeyleri unutmazsın. 

Bir başkası, duvardaki havalandırma çıkışına tıkılan gazete kağıdı gibi fütursuz buruşturup kapatır O'nunla, "alelade bir boşluğu".. Bütünü oluşturan parçaların birbirleri arasındaki uyumu için yapar bunu. Büyük resmi görür. Koca tablonun içinde değersiz bir fırça darbesidir. "Olsa da olur olmasa da"n senin boynunu vurduracak bir hikaye yazar. Kimse bilmez. 

Aşık olan ve aşık olmayan insan arasındaki fark budur. 

Ç. Kasım'14

Kül

Birçok şey için, Tanrı seni belanın kucağına bırakabilir ya da bırakmaz. Bunu tam olarak bilemezsin. Sadece yanarsın, farkındalık cehennemindir ve onu tatmak için ikinci bir hayatı beklemene gerek olmaz. 

23 Kasım 2014 Pazar

Dolaşım Sistemi

Bir gün hepiniz birine çok aşık olup " Yerine Sevemem" diye şarkılar yazacaksınız. Kalbinizdeki birkaç atardamar hızla duygular pompalayacak hücrelerinize; kanlanan her organınız ayrı sevecek onu. Kollarınız sarılacak, ayaklarınız koşacak ve konuşacak diliniz kimyasal iktidarın rejimiyle. Nabza nafile şerbetler vereceksiniz. Başını alıp gidecek akıl, kaçacak yanına. Karında uçuşan kelebekler ölümsüz...

Elleriniz tropikal bir yağışın altında olabildiğince ıslak. Vücut sıcaklığınız 39 derecelerde seyrediyor. Beyni kemirip yok eden ihtimaller üzerine yürüyeceksiniz kurşuna yürür gibi fütursuz. Ciğerlerinize çektiğiniz oksijeni tahammüller için yakacak hücreleriniz. Kulağınızdaki her çınlama bir ayine çağıracak yorgun pazarlarda çıkan günahlar gibi temiz, tertemiz. Burnunuza dolan kokular baharı hapsedecek beyninizdeki resme, nereye baksanız bir natürmort. Reflexleriniz beyinden gelen sinyalleri daha iyi okuyacak, algılar hep açık. Her sese, her harekete daha duyarlı olacaksınız. Telaşlar bir çıban gibi büyüyecek. Gitarı daha çok elinize alacak, şarkılar yazacaksınız. 

Bir gün zaman bir bıçak gibi kesecek ansızın bir atardamarı muhtelif yerden. Kan akışı yavaşlayacak. Ağır aksak ritimle ilerleyecek kareler, hareketler yavaşlayacak. Görüntü flulaşacak. Bir sis kaplayacak beynin içini. Görüş mesafesi kısalacak.  Uyuşturucu sonrası gibi, terkeden bir kimyanın soğuğunda üşüyecek, üşüyeceksiniz. 

Ve toplardamarlarınız ustalıkla, tükenen umutları, hayal kırıklarını, göz yanılsamalarını toplayacaklar ortalıktan. Acıları, enkazı kaldıracaklar. Her vakumda bir hatırayı çekip, yerine yabancı bir hücre koyacaklar. İzleri süpürecekler teker teker, yaşanmışlığı çekip çıkartacaklar aşındırdığı yerlerden. Bir kamyon kirli anıyla dayanacaklar böbreklerin kapısına. Filtre edilecek kirlenmiş fikirler, hala yaşamaya değer fırsatlardan. Temizlenecek kan, tekrar kullanılmak üzere anılardan. 

Arındığınızda , organlarınızın, bir orkestranın içindeki enstrümanlar gibi olduğunu farkedeceksiniz. Kalbinizin bir metronom olduğunu. Ritmi veren, yükselten ya da alçaltan tüm bu orkestraya hükmeden dev bir metronom olduğunu. Dildeki distortionlı vuruşların ardından, kaslardaki tellerin melodik çözülüşünü anımsayacaksınız. Kraşendolu tüm o anları. Outrosu ağdalı, acılı zamanları. 

Normal ritmine döndüğünde vücut, hiç bir şeyin eskisi gibi olmadığını farkedeceksiniz. Vücut normale dönmüşken, aklın rüyalardaki savaşı başlayacak bu kez. Kontrolsüzce çoğalan bir kanser hücresi gibidir özlem. Sizi yener, sizi alt eder. Beynin içindeki oyuklara ulaşmayan kan hücreleri vardır. Oralar kanlanmaz bir daha, oralar yenilenmez. Hafıza bir felakettir, kimileri için bir hazine. 

Çünkü insan unutmaz; insan unuttuğunda ölür. 

Ç. 23'11'14

15 Kasım 2014 Cumartesi

Kamuflaj

Saçların kısa şimdi, başın üşüyordur belki de. Belki de çok daha fazla düşünüyordur saklanamayan beynin içeride. Ellerin sakallarına gidiyordur belki de, sonra onları kestiğini farkediyorsundur ve bu vesileyle daha da dokunuyorsundur kendine. Oralar soğuk. Soğuğu sevdiğini biliyorum yine de üşüdüğüne eminim. 
Sen düşündüğünde tüm buzları eritecek kadar enerji yayıyor fikirlerin , bilirim. Depresif ve karanlık yüzüyle ısınacaksın ayın. Tanımadığın insanlar var etrafında ve çocukluktan bu yana bu kadar yabancı hissetmediğini biliyorum kendini bir yere. Alışmanın ne zor olduğunu da hatta öyle uzun bir süre ki; tam alışmışken genelde kaybettiğini de. 

Zaman meçhul, zaman akışkan, durağan ve puşt. Biliyorum. Herkesin paylaştığından daha başka zaman ve biz uzaktayken aramızdaki mesafe iki kutbun arasındakinden daha fazla. İki ayrı kutupta, gayretle, neyi bastırıyoruz aramızda.
 
Duyduğunu biliyorum. Çünkü yıldızlar uzaktaki iki insanı birleştirmek için gökyüzündeler. 

Ç.