Bir gün hepiniz birine çok aşık olup " Yerine Sevemem" diye şarkılar yazacaksınız. Kalbinizdeki birkaç atardamar hızla duygular pompalayacak hücrelerinize; kanlanan her organınız ayrı sevecek onu. Kollarınız sarılacak, ayaklarınız koşacak ve konuşacak diliniz kimyasal iktidarın rejimiyle. Nabza nafile şerbetler vereceksiniz. Başını alıp gidecek akıl, kaçacak yanına. Karında uçuşan kelebekler ölümsüz...
Elleriniz tropikal bir yağışın altında olabildiğince ıslak. Vücut sıcaklığınız 39 derecelerde seyrediyor. Beyni kemirip yok eden ihtimaller üzerine yürüyeceksiniz kurşuna yürür gibi fütursuz. Ciğerlerinize çektiğiniz oksijeni tahammüller için yakacak hücreleriniz. Kulağınızdaki her çınlama bir ayine çağıracak yorgun pazarlarda çıkan günahlar gibi temiz, tertemiz. Burnunuza dolan kokular baharı hapsedecek beyninizdeki resme, nereye baksanız bir natürmort. Reflexleriniz beyinden gelen sinyalleri daha iyi okuyacak, algılar hep açık. Her sese, her harekete daha duyarlı olacaksınız. Telaşlar bir çıban gibi büyüyecek. Gitarı daha çok elinize alacak, şarkılar yazacaksınız.
Bir gün zaman bir bıçak gibi kesecek ansızın bir atardamarı muhtelif yerden. Kan akışı yavaşlayacak. Ağır aksak ritimle ilerleyecek kareler, hareketler yavaşlayacak. Görüntü flulaşacak. Bir sis kaplayacak beynin içini. Görüş mesafesi kısalacak. Uyuşturucu sonrası gibi, terkeden bir kimyanın soğuğunda üşüyecek, üşüyeceksiniz.
Ve toplardamarlarınız ustalıkla, tükenen umutları, hayal kırıklarını, göz yanılsamalarını toplayacaklar ortalıktan. Acıları, enkazı kaldıracaklar. Her vakumda bir hatırayı çekip, yerine yabancı bir hücre koyacaklar. İzleri süpürecekler teker teker, yaşanmışlığı çekip çıkartacaklar aşındırdığı yerlerden. Bir kamyon kirli anıyla dayanacaklar böbreklerin kapısına. Filtre edilecek kirlenmiş fikirler, hala yaşamaya değer fırsatlardan. Temizlenecek kan, tekrar kullanılmak üzere anılardan.
Arındığınızda , organlarınızın, bir orkestranın içindeki enstrümanlar gibi olduğunu farkedeceksiniz. Kalbinizin bir metronom olduğunu. Ritmi veren, yükselten ya da alçaltan tüm bu orkestraya hükmeden dev bir metronom olduğunu. Dildeki distortionlı vuruşların ardından, kaslardaki tellerin melodik çözülüşünü anımsayacaksınız. Kraşendolu tüm o anları. Outrosu ağdalı, acılı zamanları.
Normal ritmine döndüğünde vücut, hiç bir şeyin eskisi gibi olmadığını farkedeceksiniz. Vücut normale dönmüşken, aklın rüyalardaki savaşı başlayacak bu kez. Kontrolsüzce çoğalan bir kanser hücresi gibidir özlem. Sizi yener, sizi alt eder. Beynin içindeki oyuklara ulaşmayan kan hücreleri vardır. Oralar kanlanmaz bir daha, oralar yenilenmez. Hafıza bir felakettir, kimileri için bir hazine.
Çünkü insan unutmaz; insan unuttuğunda ölür.
Ç. 23'11'14