20 Temmuz 2015 Pazartesi

Koy

Karşı kıyıdan denize fırlatılmış vazgeçişlerin hepsi kıyıya vurdu nihayet. Akşam oldu. Toplayıp getirdi dalgalar, bir hırsız gibi parmak uçlarında gezerken, cevval bir ev sahibi tarafından derdest edilip sokağa atılan ihtimalleri. Kimsesiz, vakur çalıyorlar kapıyı. Her canlı gibi son bir şansın peşindeler. Bazen kıyılar " kayıp eşya bürolarına" benziyor. Kiminin çakmağı, kiminin terliği, kiminin kokusu vuruyor sahile. Burnunda kesif kesif et kokusu yahut " Şu terliğin eşi nerede acaba" kaygısı. Kaygıların Tanrısı, Mitolojik Kaygılar.. Hepsi kıyı meclisinde.  Kumları terkedişler örtüyor. Yürümek güçleşiyor, sesler çoğalıyor, hikayeler cam kesikleri gibi acıtıyor ayağının altında çiğnediğin  yaşanmışlığı düşündükçe; farklı hayatlara tanıklık ettikçe. Yaşamın izleri var kayıp eşyalarda pare pare. Eğilip dokunmaya ürkersin.
Evlere izinsiz girmek gibi. 

Ç. 
Datça  21'7'15  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder