Zihninizden içeri sızar
Oluklara yerleşir
Düşünceyi kitler
Size bu dünyada bir cennet vaat eder
Bileğinizin güreşindeki kazanma arzusu
beyninizin kaybetme eğilimine vaaz eder
Sabah uykularına bahar düşmüştür artık
Daha kaç çiçeğe bulaşması gerek arının düşünürsüniz
Bala lezzet veren şey ihanettir oysa
Çiçekler bu yüzden ölür bayım
Endişe gözbebeklerinizde büyür
Yakışıverir ne giyse üstüne
Olmayanı oldurur
Ölmeyeni öldürür de
İncir çekirdeğinin içindedir tasalarınız
Her gün kucak dolusu hafriyatlar çıkartırsınız
Aşk sizi bir bisiklette arkadan tuttuğuna inandırırken, aslında çoktan bırakmış olan o güven mekanizmasıdır
Ve siz aslında onun tuttuğunu sanarak kendi başınıza almışsınızdır yolun büyük bir kısmını
Nereden baksan büyüleyici
Ela değildir o göz misal, artık yeşildir
Bardağın dolu tarafının misafirliği bitmesin istersiniz
Ona yatak döşek serersiniz
Evrenin oluşumuna dair her şey daha bilinmezdir
Umrunuzda olan bayım, umursamazlığınızdır
İlk kez böylesine ürperir olmuştur tüyleriniz
Yüksek bir yerden atlasanız düşmeyeceğinize inanırsınız
En son böyle bir masalda uyuyakaldığınızda çocuktunuz
Sonunu hiç duymadığınızı hatırlarsınız
Adımları geri geri giderken nasıl yaklaşır bir insan aleve?
Neden tenhalar hep yanık et kokar, anlarsınız
Veda mektubundan hallice merhabaların içinde
Bu gidişata müdahele etme şansınız da yoktur üstelik
ip üstündeki cambaz gibi, heyecana komşu olmanın sandığınız gibi imkansız olmadığını görürsünüz işte
Hilesini biliyorsunuzdur artık sihirbazın
Tavşanın şapkanın içine nasıl girdiğini yakalamıştır gözleriniz
Bir daha asla seyirci koltuğunda oturamazsınız
Oyunun içindesinizdir artık
Kanın, gözyaşının ve yaranın içinde
Biçimsiz bir kullukla
Orta yere çöken hüzne
"Neden gelmeden aramadın" diyebilir misiniz?
Diyemezsiniz bayım.
Diyemezsiniz.
Ç. 17'6'16
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder