2 Nisan 2015 Perşembe

Rüzgar

O gün birden sabah olmuştu işte sıradan bir gündü. Güneş aynı yerden doğmuştu. Apartman kapısı aynı gürlükte gıcırdamış, alarm aynı saatte çalmıştı. Aynı rüyayı görüp, aynı suyla ayılmıştım. Her Nisan sabahı gibi biraz soğuktu. Adımlarım aynı yarışta birbiriyle ben yine aynı yolu yürümüştüm akasya kokulu bir sabahtı işte. Esnaf kepengi kaldırmıştı, en taze ekmeğin kokusunu ilk ben almıştım. Yılın en pahalı eriği vardı manavda, otelin önündeki komik kıyafetli adam üşüyordu yine. Dersaneler umut topluyor, Belediye Görevlileri meydana sinen çiği süpürüyordu. İstanbul bir kaosa daha hazırlanıyordu. Şoförler ve martılar yine öfkeliydi. Kedilerin güzel olanları doymuş, çirkinler aç kalmıştı. Yeni güne hazırlanıyordu şehir, bayram günü gibi tertemiz giydirilmişti İstanbul, şeker ister gibi açmıştı avcunu. Sen yoktun, sadece sen yoktun. Başka yerde, başka bir zaman diliminde, hiç habersiz başka öfkede, orada saat kaçtı bilmiyordum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder